mengi

28.11.2014 11:03

İzmir'in Naldöken  ve Narlıdere (şimdi İzmir'in ilçesi) köylerinin düğünlerinde erkekler sabaha  karşı halka olur ve zurnasız olarak davulcuyu ortaya alıp oyuna geçerler, el ele  sıçraşıp dönerler. Zaman zaman halkadan kimi şunun, kimi bunun aklına  gelişigüzel bir l'f gelir. Meselâ; birinin yüksek sesle bir "Oyyy!" çekmesiyle  halka ve davulun durup kulak kesilirler ve adam l'fını atarak meselâ; "Dereye  indim" der. Bütün halka "Eeee?" diye sonra neler oldu gibilerinden bir ağızdan  neticeyi sorar. Aynı adam, k'fiyeli düşürerek ve davulcuyu kastederek meselâ;  "Ben gagasına bindim!" der. Halkada kadınlar yer almadığı ve seyirciler de  erkekler olacağı için atışmalarda fazlaca şakalaşılabilir. Davulcu, pişkinlikte  gelip tekrar davulu vurmaya ve gülüp geçmeye koyulunca halka kahkahalar içinde  yine dönmeye başlar. Bu sefer bir başkası hatırladığı nükteyi atar. Aynı toplu  soru ve münâsip (uygun) kafiyeli cevabı gelir. Cinas ve şaka oyunudur.
O  köylerde davul - zurna takımı çağrılmadan düğün koşmaktadır. Ayrıca gündelik  olmazlar, çünkü eni konu bahşiş devşiriyorlar. Cömertlikten ve ağaların bir nevi  efece ibz'l (bol bol verme) yarışından iyice faydalanırlar. Buralar köylerinin  kendi davul - zurnacıları hiç yoktur denilebilir. Şehirden ve hususiyle  (özellikle) Abdal Türklerinden veya Çingenelerden olurlar. Bunlar, şehrin bir  köşesinde sessiz ve çekingen yaşayıp köylerden gelecek düğün haberlerini  müd'vimi (devamlı müşterisi) bulundukları belirli bir kahvede bekleşirler. 

Tecirli ve Afşar  halkının (aşiretlerinin, boylarının) güzelleri ün salmışlardır. Onları öven bir  halay havasını türküsüyle de söylerler. Halaydaki yerli ceritlerin bu güzelleme  türküsünü, onlara karşı ayıp düşeceğini söylediği işitilmiştir.